19.7.10




- kapat şu bayat melodiyi, içim sıkıldı.

- dur, dur canımı yakıyorsun. tarayamadığın saçlarının hırsını benden çıkarmasana!

- senden adam olmaz nükhet. dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun kuzum,
aynı yorgunluklara, aynı tuzlu denizlere inip inip serinletemediğin ayaklarına.
ilgisiz alakasız adamların uzak karasularına.

- konu bu değil. bak sana ne diyorum, bir hikaye okudum ve her şey aydınlandı o an. buydu işte, benim günlerdir, haftalardır hissedip de sözcüklere dökemediğim. o'na da okuttum, okuması şarttı, o'ndan da bahsediliyordu çünkü. dilimin ucuna kadar geldi, ikimizin hikayesini yazmışlar diyecektim,diyemedim. korktum.

***

elimde bir ıslaklık hissettim, irkildim, köpeklerden biri gelmiş elimi yalıyordu. bulunduğum düşten sıyrılıp şimdiki zamana döndüm, bahçedeki otların kokusu içimi serinletti, tanıdık makamlardaydık.

bak, nihavend longa çalıyor dedi babam. biliyorum demekle yetindim. güldüm. kahkahalarla güldüm. elimdeki şarap kadehini çatlatırcasına sıkarak.