6.3.11

dünyevi zorlamalar.



Yani ki kadın dediğin şey hiç olur mu mırıldanmazsa, yürekte geçici ağular biriktirmeden, sırf kimseye kıyamadığı için kendi kendini zehirlemeden, bizatihi kibrini hep gözardı edip zinhar erkeğinin gölgesinden çıkmadan köklerini suya indiren, daima ıslanan ve kuruyan usulca; yani ki hiç olur mu maskeler takmazsa, suçlanmazsa, yorulmazsa?

Günler bir bir mi geçmiş, üç beş mi, artık ne önemi var; sayılar icatlarından beri hiç bu kadar paslanmamışlardı, la sesi hiç bu kadar özlenmemişti, makinaların o devinim seslerine hiç bu kadar melankoli yüklenmemişti, nerede kaldı o aç biilaç martının hayal sevinci, nerede eşik cinleri ve onlara eşlik eden cinnetler, odaları boğan metalik kokular, hepimizi çocuk mavilere boyayan o nanemolla gülüşler, sanki hepsini toplayıp damıtmışlar da damarımdan ta içlerime.. sular akıyor, akıyooor, ve ben hissetmiyorum hiç yerlerini bedenimin; bir vakitler bana ait olan, kaldırımlarda yürüttüğüm, yabancı yataklara soktuğum ve vapurlara ve trenlere muhakkak..

Düşü(nü)yorum, dışarıda bir dünya olduğuna inandırılabilmem için önce içimdeki dünyayı diriltmem gerek.