«"Tüm konuştuklarım arasında sadece onunla konuştum; ve diğerleriyle konuştuysam sırf onun yüzünden, onu unutuşum dâhilinde."»
2.5.10
Önce kendimi uçurumdan attım ve bir martıya dönüştüm.
Uyandım. Saat 3:25. Yanımdakini uyandırdım.
- Kalk gidiyoruz.
- Ne?
- gidiyoruz dedim.
- Nereye? Delirdin mi?
- O ağacın altına. Yekta olmaya.
Yırtıp atıyorum bu sayfayı. Umutsuzlukla farkediyorum ki anlatmak için öldüklerimiz, karşısında en çok dilimizin tutuldukları.
Şimdi, başka bir gecedeyim.
- hangi ülkeye gitsem eflatun diyorum.
- tamam, sevdim bunu. aklımızda tutalım.
ikinci perde:
Kadın keyifle zarları birbirine vuruyor,şansı dönmüş... Eskiden aşina olduğu bir çift göze doğru gülümsüyor... Ağızlarda çikolata tadı... Serin ve civcivli akşamları İstanbul'un... Nazikçe : birer sigara daha?
Birisi koluma dokunuyor. Yerimden sıçrıyorum. O son sigaralarla birlikte kağıda, elime, önümdeki kahveye, çok sevdiğim sarı bluzume, her yere kırmızı mürekkep bulaşıyor. Aklıma kırmızı mürekkep sıçrıyor. Adam ne yazdığımı soruyor, ben floresan ışığın beni çıldırttığını söylüyorum. Biletime bakıp gidiyor sonra.
son perde:
Klişelerden neden kurtulayım? Ben de diğerleri gibi kıskandığım kadınlar kadarım.
Seni o kitaplarda okuduğun ve sevdiğin kadınlar gibi soyacağım, bir adamı soya soya çekirdeğine inmek neymiş, ben de öğreneceğim söz. Sana hiç duymadığın şarkılar dinleteceğim, bilmediğin dillerde bilmediğin sözcüklerle geleceğim ansızın. Kapına kimsesiz kitaplar bırakıp kaçacağım, yerli yersiz saatlerde alarmım çalacak, kalkıp senin için bir sigara yakacağım.
Efkar, fikrin çoğuludur. Düşündüm, içinden çıkamadım.
Bu gece.. Bu gece ne mi olacak? Düşüme Yekta girecek ve avazı çıktığı kadar bana William Blake okuyacak. Bu ne kadar sürecek bilmiyorum çünkü Yekta yorulmaz, o sonsuza kadar annesini bekleyecek. Ama biliyorum ki o okuduğu müddetçe ben bir gün ansızın uyanacağım, atladığım uçurumun serinliği çarpacak yüzüme. Sonra martının kanatları yüzümü okşarken, yerle yeksan olmadan hemen önce, işte o zaman gerçekten varolduğumu bileceğim.
Çünkü ben Nükhet Seza'yım. O ev ile doğdum, yaşadım ve bu yüzden ilk ben öldüm. Sizden önce öldüm, Yekta'dan önce öldüm, Neyir'den önce öldüm, babamdan önce öldüm..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder