tam adıyla : yönümüzü nasıl buluruz ve/ya ilkokul bayat bilgisi
zaten ben hep daima bukalemunlar
ile arkadaştım, ensesinde bir ürpertiyle değişeceği bir sonraki rengi bekleyen,
beklerken de durduğu dalı ve baktığı göğü eskiten, havayı bulandıran ve bütün
canlıların aklını karıştıran türlerinden. bir tekerleme vardı, ters dönmüş bir
arabanın engellenemez bir şekilde dönen tekerleği, yanık lastik kokusu, emniyet
kemeriyle ölçülen hayat, bir tekerleme diyorsun, şakakla şaka olmaz, papağanla
yarış ölüm getirir, papağanları öldüremezsin, papağanlar seni taklit eder, ters
dönmüş bir arabada bir mektup yazıyorsun, ''kuzeye gitmeye çalışıyordum,
kuzeyde bir pencerem vardı, kağıttan papağanlar astığım daima ve bütün bukalemunlar
beni kandırdı, hangi renge inanacağımı şimdi bilmiyorum.''
şakakla şaka olmaz sevgilim, biz de yapmamalıyız.
2- karıncalar : karınca yuvalarının ağzı güneye bakar
üzerine ekliyorum bir de, toprak
yığılı olan kısım kuzeydir, çünkü soğuk rüzgarlar kuzeyden eser. hala
anlamadınız mı, toprakları kuzeye yığıyorlar çünkü kuzeyde biri bütün
eşyalarından vazgeçmiş. karıncalar eşya taşır. karıncaların telaşı beni
korkutuyor. ezdiğim bütün karıncalar için özür diliyorum. karıncalar yönlerini
benden daha iyi buluyorlar. karıncalar senin olduğu kadar benim ellerime de
formik asit salgılıyorlar. karınca yuvalarının ağzı güneye bakar ama karınca
oraya gitmemesi gerektiğini bilir. güneyde deniz var. ben güneyliyim. babam
bana bugün güney aldı. öğretmen kalemi düzgün tutmam gerektiğini söylüyor.
kuzeyde biri bütün eşyalarından vazgeçmiş. gözetleme kuleleri bende panik atağa
sebep oluyor, surlara tırmanmak ise çarpıntı. tahtaları formik asitle erittim,
gördüm ki her şeyin temelinde karıncalar koşuşturuyor. çünkü soğuk rüzgarlar
kuzeyden eser, yani kuzeyi bulursan her yeri bulursun.
karınca bunu biliyor sevgilim, biz de bilmeliyiz.
3- güneş : güneş doğarken sağ kolumuzu güneşe uzatırsak kolumuz doğu'yu
gösterir.
orada bir şeyler aksıyor,
anlayamıyoruz, orada bir şeyler aksıyor ameliyat masasında bir telaş var
doktorlar habire damar ve nefes yolları açıyor, elektroşok veriyor, bir takım
adrenalin ilaçları zerk ediyorlar, doğu diye birisi var ve başı dertte
herhalde, bize okulda bunu böyle anlatmıyorlar, diyorlar ki karşıdan karşıya
geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola bakacaksınız 'öğretmenim,
liberalleri leylekler mi getirdi?' yuvalarının ağzını güneye yapmayan
liberaller yüzünden özür diliyorum, pusulalarının renkli bir ucu bile olmayan
liberaller yüzünden de özür diliyorum, müphem konuşuyorum, ben sağ kolumu filan
güneşe uzatmam, sağ kolum sol kolumdan kısa mıdır, kullanılmayan organlar
körelir mi yoksa körelen o müphemliğin kendisi midir, hiç bilmedim, bilmiyorum.
herkes sağ kolunun uyuştuğunu unutuyor sevgilim, biz unutmamalıyız.
4- kutup yıldızı : kutup yıldızı kuzeyi gösterir.
k ile başlayan kelimeler kalp
kontenjanımdan kendilerine kıyak yerler buluyorlar. sınıftaki haylaz çocuklar
hala neden kuzeyi bulmaya çalıştığımızı anlayamadı, kutup yıldızı da olsa
neticede bir yıldızdır, göz kırpar, kaypaktır, aldanma, kutup yıldızı bir
yerleri gösteriyor olabilir ama sen hiçbir yeri gösterme, hiçbir yönü işaret
etmeyen insan hayata bir sıfır önde başlar, aradaki çizgiyi kaldırırsan on, birle sıfırın arasına virgül koyarsan yalnızca
bir, virgülü başa getirirsen sıfırdan da küçük olur. virgülün yerini
değiştirerek bireylerin nitelikleriyle oynayabilirsin fakat neticede
kusurlarımız küsürlerimizdir, onları yuvarlamasak da olur.
kusur eşyaya yığılarak büyür sevgilim, biz de yığılmalıyız.
5- yosun : ağaç ve taştaki yosunlar kuzey yönünde oluşur.
hayat bilgisini reddediyoruz,
suretimizden sual olunmasın. haybeye bir manidarlık mı söz konusu, bakın
açıklıyorum, diyorum ki toprakları kuzeye yığıyorlar. birileri ölmüş. özgürlük
fikri birilerinin mezarıyla anlam buluyor, hala alabiliyorken bir nefes ve bana
söylenenleri dört ile çarpıyorum çünkü ben daima sularda mutluyum, ve ben daima
taşları da reddettim göğsünde bir hırıltıyla devrileceği günü bekleyen içi oyuntulu
bulanık ağaçları da, ağaçlara yığılarak büyüyen kuşları da, ağaçları yiyerek
evrilen haşaratları da, çünkü ben daima sularda mutluyum ses çıkarmayı bilmeyen
yosunlarla.
red sarkastik bir eylem değildir sevgilim, ciddi olmalıyız.
** görsel : marina abramovic
İlkokulun tüm o klişe bilgileri nasıl da yerleşiyor zihinlere. Oradan başka bir bilgiye ulaşmak da mümkünmüş meğer. Onu gördüm bu yazıda.
YanıtlaSilÇok güzel...
Teşekkürler;)
bir şey değil .) kelimelerle her şey mümkün biliyorsunuz ^^
YanıtlaSil