23.6.10




Koşuyorum, koşuyorum pamuk şekerlerden yapılma bir düşe düşeceğimi sanarak. Öyle olmuyor oysa, svanmkajer'in çamur insanları gibi grotesk bir güzelliğim var düşümde, ama bunun farkında değilim. Kendimi Greta Garbo sanıyorum. Bir yandan kiraz yerken bir yandan ''bloody mondays, strawberry pies'' izliyorum. Ayağımda topuklu ayakkabılarım, neden oradalar? Görse nefret eder diyorum, evet evet, topukluları hiç sevmez o. Her yanımdan ter akıyor. O kadar sıcak ki, bunun bir düş olduğunu buradan anlıyorum. Kirazları sıkıyorum parmaklarımın arasında, sularını beyaz giysime yüzüme gözüme bulaştırıyorum. Gözlerimi açık tutmaya zorluyorlar. Bu rezaleti izlemeliyim sonuna dek. Greta Garbo olmakla çamur kadın olmak arasındaki kalın, kapkara çizgiyi gözüme sokuyorlar. Asıl terörün öldürmek değil ölmek olduğunu anlamıyorlar. Etrafımda tornavidalar, makaslar, bir sürü paslı eski alet. Az sonra paslanmanın diyalektiğini tartışacak gibiyim adını unuttuğum o 16 yaşındaki katille. Ona paslı tornavidayı alıp öldürdüğü ilkokul çocuklarını geri vermesini söyleyeceğim. O ise yüzüme bakıp şöyle cevap verecek,

- pazartesileri kimse sevmez. canım sıkılıyordu,bu yüzden ateş açtım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder